CHP Genel Merkezi’nde ve Türkiye genelinde CHP ne kadar değişime ayak uydurur bilemem ama Denizli’de dengeler tamamen değişti.
Hem de öyle böyle değişmedi. İlçe kongrelerinde ve İl kongresinde, net tavrını ortaya koyan İl Başkanı Ali Osman Horzum, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçilmiş olsaydı, görevden alınacak ilk il başkanı olacaktı.
Bülent Nuri Çavuşoğlu, bırakın Parti Meclisi’ne girmeyi, büyük ihtimalle CHP’de üyeliği bile silinecekti. O kadar keskin tavır aldılar ve Genel Başkana karşı mücadele ettiler.
Türkiye genelindeki CHP’lilerin yüzde 90’nı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayı kazanacağına kesin gözüyle bakıyordu.
CHP’ye yakın medya kuruluşları, karşı medya kuruluşları, yazarlar, çizerler, anketörler, araştırma şirketleri, kalemi satılıklar, yancılar, algı operasyoncuları, siyaset bilimcileri ve gibi gibi birçok kesim Kılıçdaroğlu’nu tekrar başkan görüyordu.
Bazı kesimler tarafından geleceğin Küçük Recep Tayyip Erdoğan’ı olarak lanse edilen Ekrem İmamoğlu’nu kimse hesaba katmıyordu. Netice, bir plan yaptı ve planı tuttu. Değişim oldu ve Özgür Özel CHP’nin yeni Genel Başkanı oldu.
İl Başkanı Ali Osman Horzum, İl Başkanlığı koltuğunu sağlama almanın yanına gücüne güç kattı. Bülent Nuri Çavuşoğlu, şimdilik Parti Meclisi ilerisi için mutlaka daha büyük hedefleri var. Milletvekilli, Başkan Yardımcılığı gibi gibi.
29 yıllık gazetecilik hayatımda gördüğüm en tehlikeli şey, kibirdir. Her ne kadar başarılı işlere imza atarsan at, her kadar çalışkan, amacına hizmet etmiş ol. Kibrin her şeyin önüne geçerse, halkta karşılığı bambaşka olur. Denizli’de burnunun dikine gidipte, kibrine yenileni çok gördük. Siyasette asla affedilmeyen bir gerçektir.
Bütün kontrol bize geçti. İstediğimizi asarız, istediğimizi keseriz, mantığıyla hareket ederlerse, yerel seçimlerde bugün kazandıkları her şeyi kaybederler.
Güç sahibi olabilirsin, sözün üzerine söz olmayabilir. Ama eğer değişimden yana tavır koyduysanız, önce değişimi kendinizden başlatmanız gerekiyor. Örneğin geçmişte kırdığınız, kırıldığınız, aranızı açtığınız, hatta kavga ettiğiniz, küfürleştiğiniz ne kadar kişi varsa önce onlara el uzatmanız ve buzları eritmeniz hem göreviniz hemde değiştiğinizin göstergesi olur. Siyasette mevki olarak büyüdükçe kibir olarak küçülmek gerektiği gerçeği unutulmamalı.
Geçen hafta sonu yapılan il danışma toplantısında Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, kürsü de, hem yaşı itibarıyla, hem bayan olması hemde ilçesinde çok başarılı işlere imza atan Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik ile söylediği sözler, bu hafta halk arasında en çok konuşulan konuların başında geliyor. CHP Genel Merkezi Parti Meclisi üyesi olarak, Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun, kürsüye çıkıp “Değişim dedik, değişeceğiz dedik. Bu değişimlerden bir tanesi sivri dil, karşı tarafı rencide edecek sözlere müsaade etmeyiz” diye çıkış yapmasını bekliyordum. İl Başkanı Ali Osman Horzum, “Bu konuşma hoş olmadı. Seçilmiş ve başarıları Denizli sınırlarını aşmış bir Belediye Başkanına söylenecek sözler bu olmamalı” demeliydi. Kapalı kapılar arkasında bir şey söylenmiş midir bilmiyorum bana bu konuda herhangi bir uyarı olduğu konusunda bilgi gelmedi. Bu arada, Birsen Çelik, Türkiye Eczacılar Birliği’nde, CHP Genel Başkanı ile ayrı bir muhabbetti ve dostluğu var. Tanışıklıkları siyasetle alakalı değil. Çok uzun geçmişe dayalı tanışıklıkları ve bağları var. Bu da dip not olsun hani.
Bülent Nuri Çavuşoğlu, Parti Meclisi sonrası Milletvekili olmak itiyorsa hatta parti de daha iyi noktalara gelmek istiyorsa, bugün CHP Denizli’de en güçlü isim olan Ali Osman Horzum, siyasetteki yolunu İl Başkanlığı sonlandırmak yerine Milletvekili veya yukarılarda daha büyük bir yere taşımak istiyorsa bir önceki seçimde kazandığı belediyelerin sayıyı biraz daha yukarıya çıkarması gerekiyor. Hele hele, kazanan Belediye Başkanlarını aday yapmayıp, yerine farklı isimler koyup kaybederse o ilçeyi siyaset bunu asla ama asla affetmez. Mevcut Belediye Başkanları ile kurultay öncesi yaşadıkları sıkıntıları ve fikir ayrılıklarını bilmeyen yoktur. Birde il başkanına ve teşkilata yaranmak için Belediye Başkanlarını hedefe koyup, suyu bulandıranlar var. Aklı selim gitmek, düşünerek ve sağduyulu gitmek insanın önünü açar. Birde insanın kendine yaptığını dünyayı bir araya getirsen yapamama durumu var.
Kalın sağlıcakla